TAKSİ ŞOFÖRLERİ KIDEM TAZMİNATI ALABİLİR Mİ?
Nasıl Hak Kazanılır?
Taksi şoförleri bir işverende veya aynı işverene ait değişik işyerlerinde en az bir yıl çalışmış olmak koşulu ile iş sözleşmelerinin:
- İşveren tarafından İş Kanununun 24. maddesinde belirtilen ahlak ve iyi niyet kuralları ve benzeri sebepler dışında,
- İşçi tarafından 4857 sayılı Kanunun 25. maddesinde belirtilen ahlak ve iyi niyet kuralları, zorlayıcı nedenler ve sağlık nedenleriyle,
- Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla,
- Bağlı bulundukları kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla;
- Emekli aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını (08.09.1999 tarihinden önce işe girenler için 15 yıl sigortalılık ve 3600 gün prim ödeme gün sayısını) tamamlayarak kendi istekleriyle işten ayrılmaları nedeniyle, feshedilmesi,
- Kadın işçinin evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile iş sözleşmesini sona erdirmesi,
- İşçinin ölümü sebebiyle iş sözleşmesinin son bulması hallerinde,
Taksi şoförleri ‘kıdem’ almaya, hak kazanırlar.
KIDEM TAZMİNATI NEDİR?
Kıdem tazminatı, işverene ait bir ya da birkaç işyerinde belirli süre çalışmış bir işçinin, işini kaybetmesi halinde işinde yıpranması, yeni bir iş edinmede karşılaşacağı güçlükler ve işyerinde sağladığı katkı göz önüne alınarak, geçmiş hizmetlerine karşılık işveren tarafından işçiye kanuni esaslar dahilinde verilen toplu paraya denir. Kıdem tazminatına hak kazanabilmek için 1 yıl çalışma süresinin doldurulması gerektiği gibi, işçinin işten kanunen haklı bir sebep dayanarak ayrılmış olması şartı aranmaktadır.
TAKSİ ŞOFÖRÜNÜN KIDEM TAZMİNATI ALMAYA HAK KAZANMASI
Taksi şoförünün kıdem tazminatı alması için öncelikli olarak 1 yıl süre boyunca çalışması şartı koşulmaktadır. Bu şartı sağlayan taksi şoförleri aşağıdaki koşullar neticesinde kıdem tazminatı alma hakkına sahip olabilmektedir.
İş Kanunu’nda açıkça belirtilmiş olan ahlak ve iyi niyet kuralları gibi iş akdine son verilmesini gerektirecek nedenlerin dışında,
Kanunda belirtilen, iyi niyet kuralları ve zorlayıcı nedenler ile sağlık durumu gerekçeleriyle,
Muvazzaf askerlik hizmeti gereğince,
Sosyal sigorta kurumlarından yaşlılık veya emeklilik maaşı almak amacıyla
Vefat sebebiyle taksi şoförleri kıdem tazminatı alabilirler.
TAKSİ ŞOFÖRÜ NE ZAMAN TAZMİNAT ALMA HAKKINA SAHİPTİR?
Taksi şoförleri İş Kanununda yer alan unsurları sağlamaları halinde işçi olarak kabul edilebilmektedir. Bu sayede taksi şoförleri kıdem tazminatına ek olarak ihbar tazminatı, fazla çalışma alacağı, yıllık izin gibi haklarını da elde edebilmektedir. Taksi şoförünün işçi kabul edilebilmesi için taksi plakası sahibi ile taksi şoförü arasında iş görme, ücret ve bağımlılık unsurlarının sağlanması gerekir. Eğer taksi şoförü taksi plakası sahibi adına çalışıyor, bu çalışması karşılığında ücret alıyorsa işçi sayılmaktadır.
Taksi şoförü ile taksi plaka sahibi arasında düzenli olarak maaş, taksi plaka sahibinin emir ve talimatlarını yerine getirme, trafik cezası ve araçtaki hasarların taksi plakası sahibi tarafından ödenmesi gibi işçi-işveren ilişkisi özelliklerini taşıyan durumlar varsa taksi şoförü işçidir. Bu durumda taksi şoförü İş Kanununa göre işçi sayılmaktadır ve kanundan kaynaklanan tüm tazminatlarını işvereni olan taksi plakası sahibinden talep edebilir.
TAKSİ ŞOFÖRÜ NE ZAMAN KIDEM TAZMİNATI ALAMAZ?
Taksi şoförü, taksi plakası sahibinden aracı günlük, haftalık veya aylık belirli bir ücret karşılığında kiralamışsa, aracın temizlik, ceza, hasar gibi tüm masrafları taksi şoförüne aitse veya taksi şoförü ile plaka sahibi arasında bu hususta bir kira sözleşmesi imzalanmışsa taksi şoförü işçi kabul edilemez. Bu durumda plaka sahibi işveren olmadığı için işçinin hak ettiği tazminatları taksi şoförüne ödemekle yükümlü değildir. Taksi şoförü bir alacağı olduğunu iddia etse bile bunu İş Kanununa göre değil, Borçlar Kanununa göre genel hükümlere dayanarak tahsil etmek durumunda kalır.
TAKSİ ŞOFÖRÜ PLAKA SAHİBİ YANINDA İŞÇİ OLARAK ÇALIŞMAK İÇİN NE YAPMALIDIR?
Taksi şoförünün işçi olarak kabul edilebilmesi için işçi olduğunu ispat etmesi gerekir. Bunun için yapılabilecek en garanti yöntem, plaka sahibi ile arasında belirsiz süreli iş sözleşmesi imzalamasıdır. Eğer böyle bir sözleşme yoksa para transferlerinin banka yoluyla yapılması, plakaya ve şoföre yazılan cezaların plaka sahibi tarafından karşılanması, araçta meydana gelen tamir ve onarım işlemlerinin plaka sahibi tarafından karşılanması durumlarını ispat etmek durumunda olacaktır. Bunların belgeyse ispat edilememesi halinde davada tanık göstermek suretiyle işçi olduğunu ispatlaması ve tazminatlarını tahsil etmesi mümkündür.
TAKSİ PLAKA SAHİBİ TAKSİ ŞOFÖRÜNE İŞÇİ OLARAK TAZMİNAT ÖDEMEMEK İÇİN NE YAPMALIDIR?
Plaka sahibi tazminat ödememek için, aracı kiraladığını, taksi şoförü ile arasında işçi-işveren ilişkisinin olmadığını ispat etmek zorundadır. Bunun için en garanti yol taksi şoförü ile taksi plaka sahibi arasında hasılat-ürün kirası sözleşmesi yapmasıdır. Sözleşme yapılamaması halinde, taksi plaka sahibinin aracı günlük, haftalık veya aylık belirli bir ücret ile kiraladığını, aracın trafik cezası, tamir ve onarım masraflarının kiralayan taksi şoförü tarafından karşılandığını ispat etmesi gerekir. Bunun için belge mevcut değil ise davada tanık dinletme yoluyla ispat etmesi mümkündür.
Her iki taraf için de en sağlıklı yol, tarafların aralarındaki ilişkiyi ayrıntılı bir şekilde düzenledikleri bir sözleşme yapmalarıdır. Sözleşme yapılmaması halinde iki taraf için de zaman ve gelir kaybı söz konusu olmaktadır.
Sonuç olarak taraflar arasındaki ilişkinin işveren-işçi mi kiracı-kiraya veren mi olduğunun tespiti aralarında bir sözleşme yoksa somut olaya ve mevcut şartlara göre değişebilmektedir. Bu durumun tespitinde görünürdeki işlemler değil, fiili durum önemli olup, fiili durum tespit edilerek sonuca gidilmesi gerekir. Ayrımın net bir şekilde yapılabilmesi için taraflara arasında iş görme, ücret ve bağımlılık unsurlarının sağlanıp sağlanmadığına bakılmalıdır.
TAKSİ ŞOFÖRÜ KIDEM TAZMİNATI VE HİZMET TESPİTİ
Taksi şoförlüğü yapan çalışanın aslında bir çok konuda hakları olmasına rağmen, saygın bir meslek olan şoförlük, emekli kişilerin ikinci eki işi olması sebebiyle, çalışan şoföründe bu özelliğe göre tercih edilmektedir. Emekli olan kişilerin sosyal haklarını kazanmış olması nedeniyle, ssk prim talebi bulunması istenmekte ve bu şekilde çalıştırılmaktadır. Sigortasız çalıştırılan taksi şoförü çalışanın işinden ayrılması durumunda ssk kaydı olmaması sebebiyle kıdem ve ihbar tazminatı da olmayacaktır. Bu durumda, önce şoförün çalıştığını ispat edecek delillere ihtiyaç vardır. Arabuluculuk şartı bulunmayan hizmet tespit davası ile hizmetini tespiti için iş mahkemesine dava açılır. İşçi burada çalıştığını ispat etmesi halinde, önce arabuluculuk, daha sonrada iş mahkemesine başvuru yapılarak, hem hizmet kaydını hemde tazminat haklarını almış olacak.
TAKSİ SAHİBİ İLE TAKSİ ŞOFÖRLERİ ARASINDAKİ HAK VE ALACAK TALEPLERİNE İLİŞKİN OLARAK KANUN’UN UYGULANABİLMESİ VE İŞ MAHKEMELERİNİN GÖREVLİ OLABİLMESİ İÇİN ARANAN ŞARTLAR
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2016/14014 E. 2016/13596 K. Sayılı ve 07.06.2016 tarihli Kararı detaylıca incelendiğinde, ticari taksi sahibi ile aracı kullanan şoför arasında iş ilişkisi mi yoksa hasılat kirası ilişkisi mi olduğu yönündeki tartışmaya yönelik olarak Kanun’un 8. Maddesinde yer alan iş sözleşmesinin aslı unsurlarına bakılması gerektiğini belirtmiştir. Öyle ki, 8. Madde; “İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir” demek suretiyle bağımlılık ve ücret ifadesi ile iş sözleşmesinin iki asli unsurunu belirtmiştir. Bu doğrultuda iş sözleşmesi ve iş ilişkisinin temelini oluşturan bağımlılık, işçinin belirli veya belirsiz bir süre için işverenin talimatına göre ve onun denetimine bağlı olarak çalışmasını ifade etmektedir.
Buna karşın olarak, TBK kapsamında düzenlenen, hasılat kirasına bakıldığında ise hasılat getiren bir taşınır ya da taşınmaz mal, ticari işletme ya da hakkın kira ilişkisinin konusunu oluşturması ve kiralananın demirbaşları ve işletme ruhsatı ile birlikte kiraya verilmesi gerekmektedir.
Bu doğrultuda giriş kısmında da detaylıca belirtildiği üzere, taksi şoförü ile taksi sahibi arasındaki ilişkinin iş ilişkisi olarak tanımlanabilmesi ile somut olayın koşulları dikkate alındığında taraflar arasındaki ilişkinin hukuki niteliğinin hasılat kirası olarak da nitelendirilebilmesi mümkündür. İlişkinin niteliğinin açıkça ortaya koyulabilmesi için taraflar arasında gerek iş ilişkisi kapsamında olması gereken asli unsurların var olup olmadığı gerekse hasılat kirasına ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenmesi gerekmektedir.
Somut olay dahilinde, ticari taksi işletilmesinde aracı kullanan şoför üzerinde eğer taksi sahibinin gözetim ve denetimi varsa bu takdirde taraflar arasındaki ilişkinin iş sözleşmesi olarak nitelendirilmesi söz konusu olabilecektir. Ancak, taksi sahibi, ticari taksiyi, taksi şoförüne günlük belirli bir bedel karşılığında kullandırmakta, hasılat ne olursa olsun kendisi sabit bir ücret talep etmekte ve araç sahibi günlük bu bedel dışında taksinin işletimiyle ilgili herhangi bir talimat ve emir verme yetkisine sahip değil ise taksi sahibi ile taksi şoförü arasındaki ilişkinin iş sözleşmesi olarak nitelendirilebilmesi güçtür. Nitekim işbu durum dahilinde taraflar arasındaki ilişkinin hasılat kirası olarak nitelendirilmesi daha mümkündür. Öyle ki, taraflar arasındaki ne bir ücret ne de bağımlılık unsurunun mevcut bulunduğu söylenebilecektir. Çünkü taksi sahibi belirli bir ücretin kendisine ödenmesi ile birlikte herhangi bir şekilde taksi şoförüne karışmamakta olup, elde edilen kazanç ve riski yalnızca taksi şoförü üzerindedir.
Dolayısıyla, iş sözleşmesinin çok önemli özelliklerinden biri olan ekonomik riskin, bir başka deyişle kâr ve zararın işverene ait olması söz konusu iken, iş sözleşmesini bağımsız çalışanlardan ayıran en önemli farklılıklardan birisinin de ekonomik risk olduğu belirtilmektedir (A. Güzel, “Ekonomik ve Teknolojik Değişim Sürecinde İşçi Kavramı ve Yeni Bir Ölçüt Arayışı…” İş ve … Hukukunda İşçi ve İşveren Kavramları ve Uygulamada Ortaya Çıkan Sorunlar, İstanbul 1997, s. 21-22). Nitekim ideal bir düzende, işçi, işyeri veya işletmede ekonomik riski üstlenmemektedir. Bir hukuki ilişkide hukuki ve kişisel bağımlılık yoksa işçinin kar veya zarar riskini taşıması, bu hukuki ilişkinin iş sözleşmesi olmadığı yolunda tek başına yeterli bir kriter olmasa da önemli bir kriter olarak tanımlanmaktadır.
Henüz yorum yok