İŞÇİNİN İŞ YERİNDE SUÇ İŞLEMESİ

İş hukuku, özünde işveren ve işçi arasında bir denge görevi gören, her ikisini de korumaya yönelik olan sosyal bir normdur. İş hayatı oldukça yoğun geçer. Bu yoğun süreçte de işçinin iş yerinde suç işlemesi durumu zaman zaman karşılaşılabilen bir durumdur. Bu tarz durumların gerek ceza hukuku anlamında gerek de iş hukuku anlamında yaptırımları bulunabilmektedir.

İçerik olarak yazımızda bu durumun daha çok iş hukuku boyutundan bahsedilecektir. Zira işçinin iş yerinde suç işlemesi konusu hem işçiyi hem işvereni farklı boyutlarda ilgilendiren bir durumdur.

İŞÇİNİN İŞ YERİNDE SUÇ İŞLEMESİ NEDİR? ŞARTLARI NELERDİR?

İşçinin iş yerinde suç işlemesi, Türk Ceza Kanunu veya diğer kanunlarda “suç” olarak tanımlanan davranışların, iş süresinin içerisinde ve iş yeri tanımına uyan yerlerde işlenmesi demektir. Adalet Bakanlığı’nın resmî sitesinde yer alan suç tanımı dar anlamlı olarak bir “haksızlık” olarak geçmektedir fakat her haksızlık suç değildir. Tanıma göre, toplumsal düzenin korunmasını sağlayan hukuki değerlerin bilerek ve isteyerek (kasten) veya bu değerleri korumaya yönelik kurallara karşı özensizlikle ihlal edilmesi (taksir) ifade eden insan davranışlarıdır. Unutulmamalıdır ki suçlar ancak kanunlarla düzenlenir.

Bununla birlikte, kanunda veya iş akdinde belirtilen iş yeri sınırları içerisinde işçi tarafından suç tanımına uyan bir fiilin işlenmesi, işçinin iş yerinde suç işlemesi kavramını gündeme taşır. Genel olarak bu tarz durumlarda akıllara işçinin haklı nedenle işten çıkarılması gündeme gelse de iş yerinde suç işlemesi kavramı 25. Maddenin 2. Fıkra F bendinde yer almaktadır.

  1. f) İşçinin, işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi.

Bu fıkra dar yorumlanmalıdır. Dolayısıyla işçinin iş yerinde, 7 günden fazla hapis cezasıyla cezalandırılan ve cezasının ertelenemeyeceği bir suçu işlemesi gerekmektedir. Burada suçun hangi kanunda yer aldığı önemli değildir. Suç tanımına uyan herhangi bir davranış, bu şartlara uyuyorsa işçinin iş yerinde suç işlemesi başlığı altında olur ve 25/2-f bendinde düzenlenir.

İŞÇİNİN İŞYERİNDE SUÇ İŞLEMESİ

İşçinin işyerinde suç işlemesi, iş hayatının yoğun akışı içinde bazen görülebiliyor. Bu tür durumların İş Hukuku bakımından ciddi sonuçları vardır. İşçi – işveren arasındaki iş akdi çok sıkı kurallara bağlı olsa da bu gibi hallerde her iki tarafı koruyan düzenlemeler mevcuttur.

Yazımızda işçinin işyerinde suç işlemesinin hem işçi için hem de işveren için ne gibi hukuki sonuçlar doğuracağına, tarafların birbirinden talep edebileceği haklara ve iş akdinin akıbetine tüm ihtimalleri gözeterek değineceğiz. Önemli bir konu olduğu için sırasına göre dikkatle okumanızı tavsiye ederiz.

İŞÇİNİN İŞYERİNDE SUÇ İŞLEMESİ NEDİR?

İşçinin işyerinde suç işlemesi, kanunda işyeri sınırları dahilinde sayılan yerlerde ve genel olarak iş süresi içerisinde işçinin TCK ve diğer kanunlarda tanımlanan suç fiillerini gerçekleştirmesine denir.

Kanunda ve iş sözleşmesinde belirtilen işyeri sınırları içerisinde işçinin ‘suç’ teşkil eden bir fiil işlemesi durumunda İş Kanunu 25. madde gündeme gelir. Burada çeşitli bazı ihtimaller söz konusu olsa da hepsinin genel sonucu işçinin haklı nedenle işten çıkarılacağı olacaktır.

Ancak işçinin genel olarak suç işlemesi durumu İş Kanunu 25/2-f düzenlemesinde yer alır. Buna göre işçinin işyerinde 7 günden fazla hapis gerektiren ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi durumunda haklı nedenle işten çıkarılabileceği yer almaktadır.

İŞÇİNİN HIRSIZLIK YAPMASI VEYA İŞÇİNİN GÜVENİNİ KÖTÜYE KULLANMASI

İşçinin hırsızlık yapması İş Kanunu madde 25/2-e’de yer alan bir haklı nedenle fesih halidir ve hırsızlık olayı burada diğer suçlardan ayrı olarak düzenlenmiştir. Aynı şekilde güveni kötüye kullanma da burada beraber yer alır. Dolayısıyla yazımızın genel konusuna girse de asıl meselemiz bu değildir. Bu konu ile ilgili olarak ‘işçinin hırsızlık yapması’, ‘hırsızlık suçu ve cezası’ ve ‘güveni kötüye kullanma suçu’ başlıklı yazılarımızı okuyabilirsiniz.

İŞÇİNİN CİNSEL TACİZDE BULUNMASI

İşçi, işverene veya aynı işyerinde çalışan başka bir işçiye cinsel tacizde bulunursa İş Kanunu madde 25/2-b,c düzenlemelerinde yer alan hükme göre haklı nedenle işten çıkarılabilir. Bu konunun önemli ayrıntıları için ‘işçinin başka bir işçiye cinsel tacizde bulunması’ ve ‘cinsel taciz’ başlıklı yazılarımızı okuyabilirsiniz.

İŞÇİNİN İŞYERİNDEKİ MALA ZARAR VERMESİ

İşyerinde bulunan mallara, demirbaşa, ürünlere veya tesisata zarar veren işçi işten haklı nedenle çıkarılabilir. Burada fesih İş Kanunu madde 25/2-ı’ya göre yapılır. Bu konunun önemli ayrıntıları için ‘işçinin işvereni zarar uğratması’ ve ‘mala zarar verme suçu’ başlıklı yazılarımızı okuyabilirsiniz.

İŞÇİNİN İŞVERENE HAKARET ETMESİ

İşçinin işverene hakaret etmesi veya işverenin işçiye hakaret etmesi meseleleri de diğer suçlar gibi genel başlık altında değil özel olarak kanunda yer alan meselelerdendir Hakarete uğrayan tarafın gene haklı nedenle fesih imkanı söz konusu olur. Bununla ilgili olarak ‘işçinin işverene hakaret etmesi’, ‘işverenin işçiye hakaret etmesi’ ve ‘hakaret suçu’ başlıklı yazılarımızı okuyabilirsiniz.

İŞÇİNİN İŞVEREN VEYA YAKINLARINA SATAŞMASI

İş Kanunu madde 25/2-d düzenlemesinde hakaret ile birlikte sataşma fiili de düzenlenmiştir. Burada sataşma fiili suç teşkil eden veya etmeyen her türlü sataşmayı ifade eder. Dolayısıyla buraya yaralama fiillerini de ekleyebiliriz. Bununla ilgili olarak ‘kasten yaralama suçu’ başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.

İŞÇİNİN GÖZALTINA ALINMASI VEYA TUTUKLANMASI

İşçinin gözaltına alınması yahut tutuklanması direkt olarak haklı nedenle fesih hakkı vermez. Ancak İş Kanunu 25/4’te işçi eğer gözaltına alınmış veya tutuklanmışsa ve bu nedenle işe gelmediği süre 17. maddede yer alan bildirim sürelerini aşmışsa bu durumda haklı nedenle fesih imkanı doğacağı düzenlenmiştir. Bu konunun önemli ayrıntıları için ‘işçinin devamsızlığı nedeniyle fesih’ başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz

Bunlar bazı ihtimallerdi. Yukarıda da belirttiğimiz üzere asıl üzerinde durmak istediğimiz konu, işçinin 7 günlük cezanın üzerinde kalan herhangi bir suç işlemesi ve cezanın ertelenmesi için bir neden olmaması meselesidir. Ayrıca bu suçun işyerinde işlenmesi gerekir. Peki nereler hukuken işyeridir? Şimdi buna değineceğiz.

NERELER İŞYERİ OLARAK KABUL EDİLİR?

İş Kanunu madde 2 hükmüne göre; mal veya hizmet üretmek amacına özgülenmiş, maddi – manevi unsurlar ile işçilerin birlikte örgütlendiği, eş deyişle işçi çalıştırılan birime işyeri denir. Ancak işyeri denildiği zaman geniş anlamda başka bazı birimler de buna dahil olur. İşyerine dahil olan bölümler şu şekilde sıralanabilir:

Asıl işyeri (işçilerin çalıştığı yer)

İşin niteliği ve yürütümü bakımından işyerine bağlı olan yerler

Eklentiler (çocuk bakım yeri vb.)

Araçlar

İşyerinin nerede başladığı, nerede bittiği vs. gibi unsurlar oldukça önemlidir çünkü haklı nedenle fesih imkanının doğup doğmadığı, hukuki sorumluluk gibi önemli hususları belirler.

Bu konuda sağlıklı bir değerlendirme yapmadan hukuki sonuç doğuracak işlemler yapılmamalıdır. Bu noktada tecrübeli iş hukuku avukatları ile çalışmakta her zaman yarar vardır.

İŞYERİNDE SUÇ İŞLEYEN İŞÇİNİN İŞTEN ÇIKARILMASI

İş Kanunu, herhangi bir neden olmaksızın işçi çıkarma işlemlerini artık hukuka aykırı olarak görmektedir. Buna göre uygulamada işçi çıkarma işleminin 3 şekilde yapıldığını söyleyebiliriz:

Herhangi bir neden göstermeksizin alelade işçi çıkarma

İşçilerin geçerli nedenle işten çıkarılması

İşçilerin haklı nedenle işten çıkarılması

Herhangi bir nedene dayanmadan işçi çıkarmak ağır bir ihlaldir ve işveren için ciddi sonuçları olur. Geçerli nedenle işçi çıkarma ise uygulamada süreli fesih olarak bilinir ve fesih ihbar sürelerine uyularak önceden bildirim ile işçi çıkarmadır. İşçinin performansına veya işyerinden kaynaklanan nedenlere dayanır.

Haklı nedenle fesih ise herhangi bir bildirime gerek olmaksızın madde 24 – 25’e göre yapılır ve gene burada da ciddi sonuçlar söz konusudur. İşçinin işyerinde suç işlemesi durumunda işverenin haklı nedenle fesih hakkı vardır.

İşçi işyerinde suç işlerse işveren herhangi bildirim süresi beklemeksizin derhal işçiyi işten çıkarabilir ancak burada işlemin usulüne dikkat edilmelidir. İşçinin savunması alınmalı, işten çıkarıldığı yazılı olarak bildirilmelidir.

Somut olayın özelliklerine göre başkaca yapılması gereken işlemler de olabilir. Bu tür usuli meseleler işçi – işveren ilişkilerde taraflardan birini haklıyken haksız konuma düşürebilir. Bu nedenle iş hukuku avukatı yardımı alınmalıdır.

İŞÇİNİN SUÇ İŞLEDİĞİNİN İSPATI – CEZA YARGILAMASI

Belirtmemiz gerekir ki işçinin işyerinde suç işlemesinden ötürü haklı nedenle işten çıkarılabilmesi için hapis cezası alması şart değildir. Yani hapisle cezalandırmayı gerektiren bir fiil işlemesi yeterlidir.

Ancak bilindiği üzere ceza yargılamasında masumiyet karinesi vardır. Yani bir kişi hakkında ceza mahkemesi suç işlediğine ilişkin hüküm vermediği sürece o kişi suçu işlememiş olarak kabul edilir.

Belirtmemiz gerekir ki bu durum İş Hukukunda böyle değildir. Çünkü ceza yargılaması çok uzun sürebilir. Böyle bir durumda işverenin işçiyi ceza yargılaması sonuçlanana kadar işyerinde tutma yükümlülüğü bulunmaz. Bununla ilgili olarak ‘soruşturma nedir’ ve ‘kovuşturma nedir’ başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.

ÖNEMLİ: Eğer işçi ceza yargılamasından beraat hükmü alırsa yani o suçu aslında işlemediği sonuçlanırsa, fesih haksız olarak gerçekleştirilmiş olur. Bu nedenle işçinin açacağı işe iade davası başarı ile sonuçlanır ve tazminat, ödenmeyen haklar gibi diğer bazı alacak kalemleri de işverenden alınmış olunur. Bununla ilgili olarak ‘işe iade davası’ başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.

SUÇ İŞLEDİ DİYE İŞTEN ÇIKARILAN İŞÇİNİN HAKLARI

İşçi her ne suretle işten çıkarılmış olursa olsun bazı haklara sahiptir. Bununla ilgili olarak ‘işten çıkarılan işçinin hakları’ başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz. Ancak burada genel olarak bazı alacak kalemlerine değinecek olursak:

Fazla Mesai Alacağı: İşçiler İş Kanununda yer alan çalışma sürelerini aşarlarsa, iş sözleşmesinde ne şekilde anlaşılmış olunursa olunsun fazla çalışma ücretine hak kazanırlar. Eğer işveren işçiyi fazla çalıştırmış ve fazla mesai ücreti ödememişse, işçi bunu geçmişe dönük talep edebilir. Bunun ispatını hukuka uygun herhangi bir şekilde yapabilir. Bu konunun önemli ayrıntıları için ‘fazla mesai ücreti’ başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.

Yıllık İzin Alacağı: İşçinin kullandırılmayan veya kanuna göre gerektiği şekilde kullandırılmayan yıllık izni varsa, açılan işçi alacağı davasında bu da parasal olarak hesaplanıp işverenden talep edilebilir. Bununla ilgili olarak ‘yıllık izin ücreti’ başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.

Ödenmemiş Ücretler: İşçinin ücreti meselesi İş Kanununda çok ciddi korumaya bağlanmıştır. Eğer işveren işçisinin ücretini kanuna yer alan hükümlere göre ödemezse bu hem işçi için haklı nedenle fesih nedeni yapılabilir hem de işçi alacağı davasına konu edilebilir. Bununla ilgili olarak ‘maaşı ödenmeyen işçinin hakları’ başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.

Kıdem ve İhbar Tazminatı Meselesi: İş Kanunu 25/2’ye göre feshin en önemli sonucu işçinin kıdem tazminatı hakkını alamayacak olmasıdır. Aynı şekilde burada süreli fesih olmadığından ihbar tazminatı da alınmaz. Bu nedenle feshin gerçekten haklı nedene dayanıp dayanmadığının ispatlanması çok önemlidir. Bununla ilgili olarak ‘kıdem tazminatı’ ve ‘ihbar tazminatı’ başlıklı yazılarımızı okuyabilirsiniz.

Görüldüğü üzere işçi işyerinde suç işlediği için işten çıkarılsa bile başkaca haklarını işverenden talep edebilir. Burada ne tür hakların ne şekilde talep edileceği konusunda bir hukuki ön hazırlık yapılmalı, somut olayın özelliklerine göre ihtimalleri hesaplayarak hukuki süreç işletilmelidir. Bu nedenle avukat yardımı almak önem taşıyor.

BU SÜREÇTE NELERE DİKKAT EDİLMELİ?

Yukarıda işçinin işyerinde suç işlemesi meselesini önemli ayrıntıları ile değerlendirmeye çalıştık. Görüldüğü üzere önemli sonuçları olan bir konudur bu. Ancak belirtmemiz gerekir ki çoğu zaman süreç bu anlattıklarımızla sınırlı kalmaz.

İş hukuku davaları, her zaman kendi içerisinde kendine has özellikleri olan davalardır ve her somut olayda değişkenlik gösterir. Çoğu somut olay mevzuatın farklı noktalarına temas eder. Bu nedenle hukuki sonuç doğuracak olan işlemler yapılmadan önce hukuki zemini iyi oluşturulmalı, gerekirse ön hazırlık yapılmalıdır.

Aksi halde hatalı yahut ihmali işlemler telafisi güç zararlara neden olabilir. Bu nedenle tecrübeli iş hukuku avukatları ile çalışmak önem taşır. Bu konunun önemli ayrıntıları için ‘iş hukuku avukatı’ başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.

İŞÇİNİN DEVLETE KARŞI SUÇ İŞLEMESİ HALİNDE, İŞÇİYE TAZMİNAT ÖDENİR Mİ?

Hayatın akışı içerisinde insanoğlu isteyerek ya da istemeyerek suç işleyebilir. Genel hukuk kuralları çerçevesinde suçun bilerek işlenmesi halinde farklı ceza, bilmeyerek işlenmesi halinde farklı, cezalar uygulanmakta. Belirtmek gerekir ki; temel hukuk doktrini olan Masumiyet karinesi gereğince; suç kesinleşmediği sürece kimsenin hükümlü sıfatıyla değerlendirilemeyeceği esastır.

Peki İş Hukukunda, çalışanların suç işlemesi, tutuklanması, hüküm giymesi durumunda, İşverenler ne yapılabilir ?

İŞ HUKUKUNDA İŞÇİNİN SUÇ İŞLEMESİ HALİNDE YAPILACAKLAR

İş Hukukuna göre; suçun işyerinde İŞVERENE karşı işlenmiş olması ve suçun işyeri dışında işleriyle alakalı olmaksızın işlenmiş olması olarak ikiye ayırmak mümkün. İşçinin gözaltında olması ve tutuklanması halinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25’inci maddesinin,

II- “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri” başlıklı “f) İşçinin, işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi” ve IV- “İşçinin gözaltına alınması veya tutuklanması halinde devamsızlığın 17 nci maddedeki bildirim süresini aşması.” maddelerine göre işlem yapılmakta.

Ancak; İşçi feshin yukarıdaki bentlerde öngörülen sebeplere uygun olmadığı iddiası ile 18, 20 ve 21 inci madde hükümleri çerçevesinde yargı yoluna başvurabilir.

İşveren,işçisini haklı nedenle işten çıkartabilmesi için, haklı bir sebebe dayandırmalı. Haklı bir sebep olmadan işçisini çıkartması halinde işçinin yasal haklarını ödemekle yükümlü, eğer ödemez ise yargı yolu açık…

SUÇUN NEREDE VE KİME KARŞI İŞLENDİĞİ ÖNEMLİ

Suç İşyerinde ve İşçinin İşi İle İlgili İse: Kanuna göre; bu durumlarda işçinin işverene karşı ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranması gerçekleşmekte. Bu nedenle İşçinin, işyerinde 7 günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemsi halinde, işe gelmemesi nedeniyle, işveren haklı nedenle iş sözleşmesini tek taraflı fesih ediyor, Kıdem tazminatı ve İhbar tazminatı ödenmiyor.

Suç İşyeri Dışında ve İşçinin İşi İle İlgili Değilse: İşçinin işyeri dışında ve işiyle alakalı olmaksızın bir suça karışması, çalışmış olduğu işverenine karşı sorumluluğu kapsamında değildir. Kanunun 17 maddesinde belirtilen süreler aşıldığı halde İŞVERENİN haklı nedenle derhal fesih hakkı doğmakta. 17.maddedeki süre işçinin çalışma süresine göre 2 ile 8 hafta arasında değişiyor. Öyleyse, suç işyeri ile alakalı değilse, kanunun 17.maddesi gereği ihbar öneli sürelerine göre işlem yapmak gerekmekte. Yani işçinin ihbar öneli süresince devamsızlık yapma hakkı var. Bu süre sonunda iş akdi, işveren tarafından haklı nedenle tek taraflı fesih edebiliyor.

O zaman, İşçi gözaltı veya tutukluluk nedeni ile ihbar öneli süresini doldurursa İhbar Tazminatı ödenmeyecek, ancak Kıdem Tazminatı hak ediyor. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin vermiş olduğu E:2006/27023, K:2007/13749 sayılı kararda bu yönde.

“Davacının işyeri dışında işlediği esrar satmak suçundan dolayı tutuklandığı, daha sonra mahkûm olduğu anlaşılmaktadır, işyeri dışında işlenen ve işle ilgili olmayan suçtan dolayı tutukluluk

nedeniyle işe devamsızlık zorlayıcı nedene dayandığı dairemizin yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmektedir. Bu nedenle kıdem tazminatının karar altına alınması gerekir.”

PEKİ İŞ KANUNUNDA YER ALMAYAN “DEVLETE KARŞI İŞLENEN SUÇLARIN” OLMASI HALİNDE NE OLACAK ?

İş kanununa göre işçinin sorumluluğu, kusuru ve yükümlülüğü çalışmış olduğu işyerine dolayısıyla İşvereninedir. İş Kanununda Devlete karşı işlenen suç tanımı ve müeyyidesi yer almamaktadır. Devlete karşı işlenen suçlar için ayrı bir düzenleme olmadığı için yine İş Kanunun 25/IV. maddesine göre, İşveren işçi ile arasındaki iş sözleşmesini tek taraflı fesih edebiliyor. İşçinin işyerinde, işiyle alakalı olmasa bile Devlete karşı işlediği suçlar için işten çıkartılması halinde KIDEM tazminatının ödenmeyeceği yönünde YARGITAY kararları mevcuttur.

Bu yönde emsal karar; Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 16.12.2008 tarih ve E:2008/40694 K:2008/33770 sayılı kararı “devlet aleyhine işlenen suç sebebiyle devamsızlık haklı fesih sebebidir”

ÜCRET ÖDEMESİ YAPILACAK MI?

Çalışma yoksa ücret de yok ilkesi gereği; İşçinin tutuklu veya göz altında olması hallerinde, çalışmadığı günler için ücret ödenmeyecek.( Yargıtay 9.HD. 02.05.2011 E.2009 K.2011/12782 sayılı kararı )

 

 

Visited 68 times, 1 visit(s) today

Henüz yorum yok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir