İş Kazası Nedir?

İş hayatı günlük yaşantımızın olmazsa olmaz faaliyetlerindendir. Her gün birçok kişi işi ile ilgili ufak tefek aksilikler yaşayabilmektedir. Ancak maalesef bu aksilikler bazen ciddi kazalara da dönüşebilmekte ve bir türlü önlenemeyen iş kazaları yaşanmaktadır. Her yıl binlerce işçi iş kazası neticesinde yaralanmakta, birçok kişi hayatını kaybetmekte veya bedensel olarak sakatlanıp iş gücü kaybı yaşamaktadır. İşte yaşanan bu tarz iş kazalarında kazazede işçinin yaşadığı mağduriyetin bir nebze olsun giderilmesi amacıyla ve kazanın oluşmasında kusuru olan kişiler tarafından ödenmesi talebiyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarına iş kazası tazminat davası denir.

iş kazası tazminatı avukatı olarak hukuki destek ihtiyacınız varsa bizlerle iletişime geçerek uzman Avukat kadromuzdan hukuki destek alabileceğinizi belirtmek isteriz.

İş Kazası Sayılan Haller Nelerdir?

Yaşanan ne tür kazaların iş kazası olarak kabul edileceği 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 13. Maddesinde sayılmıştır. Buna göre;

İş kazası;

  1. a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
  2. b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
  3. c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
  4. d) Emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
  5. e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında,

meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaydır.

İş Kazasının Unsurları Nelerdir?

Bir olayın iş kazası olarak nitelendirilebilmesi için dört unsurun gerçekleşmesi gerekir. Bunlar;

  1. Kazaya uğrayanın sigortalı olması,
  2. Kazalının hemen veya sonradan bedenen veya ruhen özre uğramış olması,
  3. Sigortalının yer ve zaman itibariyle 5510/13. maddede sayılan hususlardan birine göre kazaya uğraması,
  4. Kazada nedensellik “illiyet” bağının bulunmasıdır.

Yaralanmanın Ağırlığına Göre Kazalar:

  • Yaralanma ile sonuçlananlar,
  • Sürekli iş göremezliğe neden olanlar,
  • Ölümle sonuçlananlar,
  • Tedavi gerektirmeyenler
  • Yaralanmanın cinsine göre kazalar
  • Kafa yaralanmaları,
  • İç organ yaralanmaları,
  • Ruhsal ve sinirsel tahribat yapanlar, v.b.
  • Cinsine göre kazalar
  • Düşme ve incinme,
  • Yanma,
  • Ezilme ve sıkışma,
  • Elektrik kazaları, v.b. şeklinde sıralanabilmektedir.

İş Kazasını Bildirim (Şikayet) Süresi Ne Kadar?

İşveren tarafından, emniyet güçlerine hemen haber verilmesi ve gerekli tahkikat işlemlerinin gerçekleşmesine katkı sağlaması gerekir. Sosyal Güvenlik Kurumuna da iş kazası bildirimleri kazanın meydana geldiği tarih itibariyle en geç 3 (üç) iş günü içerisinde bildirilmelidir. Şayet kaza işverenin hakimiyet alanı dışında meydana gelmiş ise bildirim tarihi işverenin iş kazasının meydana geldiğini öğrendiği tarih itibariyle başlayacaktır. Bildirimin işveren tarafından gerçekleştirilmemesi halinde işçinin bu bildirimi yapması gerekir.

İşveren Hangi Durumlarda Sorumlu Olur?

İşverenin iş kazası nedeniyle tazminat sorumluluğunun doğabilmesi için öncelikle kazanın iş kazası olarak nitelendirilebilecek kriterleri taşıması gerekmektedir. Buna ek olarak kazanın meydana gelmesinde işverenin kusuru da bulunmalıdır. Kusur yok ise tazminat yükümlülüğü de doğmaz.  Yalnızca iş kazasının meydana gelmesi değil aynı zamanda tazminat yükümlülüğünü doğuracak bir hasarın yani iş kazası sonucunda bedensel veya ruhsal bir zararın ya da ölümün ortaya çıkması ve uygun illiyet bağının bulunması gerekir.

İşçi meydana gelen kaza neticesinde uğradığı zararların giderilmesi için maddi ve manevi tazminat talepli olarak dava açabilir. İşçinin kaza neticesinde ölmesi durumunda ise işçinin ölümü nedeniyle desteğinden yoksun kalanlar da tazminat talebinde bulunabilirler. Buna “destekten yoksun kalma tazminatı” adı verilir.

İşverenin Sorumluluğunun Sınırları Var Mıdır?

Mücbir sebep: Bu husus, sorumlunun faaliyet ve işletmesi dışında oluşan kesin ve kaçınılmaz olarak olayın meydana gelmesini etkileyen o an için karşı konulması mümkün olmayan olaylardır. İşverenin olayın meydana gelmesinde veya sonuçlarının azaltılmasında bir kusurunun olmaması esastır.

Zarar görenin ağır kusuru: Neden sonuç ilişkisinin kesilmesine çalışanın kendi davranışı sebep olmuş ve illiyet bağını tam kesmiş ise ağır kusurdan söz edilebilir. Çalışan işin ifası sırasında kendisinden beklenen en temel basit ve olağan özeni göstermemiş ise onun bu davranışı işverenin sorumluluğunun kalkmasına teşkil eder. Çalışanın kusurlu davranışının illiyet bağını tam kesmediği halde ise ortak neden-sonuç ilişkisinden bahsedilerek birlikte kusur ve tazminat indirimi bir olasılık olarak gündeme gelebilir.

Üçüncü şahsın ağır kusuru: Üçüncü şahsın ağır kusuru neden-sonuç bağını kesebilecek yoğunlukta ise işverenin sorumluluğu kalkar. Zira bu durumda işverenin işletme tehlikelerine karşı önlem alma borcu geri plana itilmekte ve üçüncü şahsın ağır kusuru zararı doğuran sebep olmaktadır.

İş kazası geçiren işçiler çoğunlukla aynı işyerinde çalışmaya devam ediyor. İşten atılma korkusu nedeniyle hak aramaktan kaçınıyor. İş kazası geçiren işçinin öncelikle hastaneye resmi iş kazası kaydının yapması gerekiyor. İşverenlerin ise iş kazası olduğunu bildirmesi gerekiyor. Çünkü yasa, iş kazası olması durumunda hem işçiye hem de işverene iş kazasını bildirme yükümlülüğü getiriyor. İşçi işinden atılma korkusuyla, kötü niyetli işverenler ise “nasıl olsa olay örtbas edilir” düşüncesiyle bildirimde bulunmuyor.

Bu nedenle bu tür bir iş kazasına uğrayanların geç başvuruda bulunmaları ve işverenlerin iş kazası bildiriminde bulunmamaları bir sorun teşkil ediyor. İş kazalarını engelleyecek iş güvenliği tedbirleri alınmıyor. Çünkü iş güvenliğinin bedelini ve sorumlusunun parasını işveren ödüyor. Firmanın eksikleri ve uygulamaları ise denetlenmiyor. Bu nedenle iş kazalarında sadece işverenler sorumlu değil, SGK’nın da sorumluluğu bulunuyor. İş kazası oluşmasını engelleyecek tedbirlerin alınması, iş kazası olduktan sonra bunun tespiti, gerekli denetimlerin ve çalışmaların yapılması yeterli olmadığı için iş kazaları ve mağduriyetler her gün biraz daha artıyor.

İş Kazası Geçiren İşçi Neler Yapmalıdır?

Eğer bir iş kazası durumu söz konusuysa, kaza geçiren işçi ilk olarak hastane belgelerinin düzenlenmesi bakımından dikkatli olmalı ve bu belgelerin iş kazası şeklinde düzenlenip düzenlenmediğini mutlaka kontrol etmelidir. Aksi takdirde haklarından yararlanamayabilir. Bunun yanı sıra yaşanan iş kazanın mutlaka Sosyal Güvenlik Kurumu ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bildirilmesi gerekmektedir. İşçinin iş kazasına yönelik olarak verdiği ifade de haklarından faydalanabilmesi adına oldukça etkilidir. Eğer işçi, kazanın kendi kusurundan kaynaklandığını kabul eder ve iş vereninden şikayetçi olmazsa ceza davası takipsizlikle sonuçlanmaktadır.

İşinden olma çekincesiyle işçi bu haklarından mahrum kalmamalı ve ifadesini hakları yönünden kullanmalıdır. İş kazası süresince işveren kaza geçiren işçinin tedavi masraflarını karşılamalıdır, eğer kaza geçiren işçinin tedavi masrafları işveren tarafından karşılanmazsa Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına şikayette bulunulmalı ve hem maddi hem de manevi tazminat davası açılması yoluna gidilmelidir.

Bunlarla birlikte, eğer yaşanan iş kazası sonucunda çalışan kişi işten çıkarıldıysa olabilecek en kısa sürede İş Mahkemesine başvurmalı ve hem tazminat hem de işe iade davası açmalıdır. Tüm bunların yerine gelebilmesi içinse iş kazası geçiren kişinin işverenini durumdan haberdar etmesi gerekmektedir. Aynı zamanda her sigortalı iş sağlığı ve güvenliği açısından iş yeri hekimlerinin önerdiği tavsiyeleri yerine getirmeye özen göstermelidir. Eğer iş kazası geçiren kişinin ihmali nedeniyle meslek hastalığı söz konusuysa veya hastalık arttıysa verilecek ödenek oranında

İŞ KAZASI TAZMİNAT DAVASI İLE TALEP EDİLEBİLECEK ZARARLAR

İş kazası geçiren bir işçi yaşadığı mağduriyete uygun maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir. Bedensel zarar nedeni ile açılacak maddi tazminat davalarında, geçici veya sürekli iş göremezlik nedeniyle oluşan kayıplar, Tedavi giderleri ve tedavi boyunca yapılan her türlü masraflar ile ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan maddi kayıplar talep edilebilir. İş kazası nedeni ile ölüm gerçekleşmiş ise; cenaze giderleri, ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar talep edilebilir.

Yukarıda sayılan maddi tazminat taleplerinin yanı sıra yaşanılan travmatik sürecin bir nebze olsun telafisi açısından uygun bir manevi tazminat talebinde de bulunulabilir.

İŞ KAZASI TAZMİNAT DAVASINDA ZAMANAŞIMI NE KADARDIR?

İş Kazası nedeni ile açılacak tazminat davalarında zamanaşımı süresi iş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıldır. Ancak eğer olay nedeni ile oluşan suçun ceza zamanaşımı süresi 15 yıl ise bu durumda 15 yıllık zamanaşımı süresi tazminat davası için de söz konusu olur.

İŞ KAZASI TAZMİNAT DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME NERESİDİR?

İş kazası tazminat davalarında görevli mahkeme; iş mahkemeleridir. Yetki hususu ise 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 6. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre;

  • İş mahkemelerinde açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesidir.
  • Davalı birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.
  • İş kazasından doğan tazminat davalarında, iş kazasının veya zararın meydana geldiği yer ile zarar gören işçinin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.

ALANINDA UZMAN TAZMİNAT AVUKATLARIMIZA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYABİLİRSİNİZ.

Visited 6 times, 1 visit(s) today

Henüz yorum yok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir