HİZMET TESPİT DAVASI
Hizmet tespit davası: Bir işyerinde fiili olarak çalışma gerçekleştirmesine rağmen sigorta kaydı hiç yapılmayan veya yapılması gerektiği gibi yapılmayıp eksik yapılan işçilerin, sigorta kayıtlarının gerçek duruma uygun olarak düzenlenmesi ve yatırılmamış olan sigorta primlerinin ödenmesini sağlamak amacıyla işverene karşı açmaları gereken dava türüdür.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunumuzun(SSGSSK) 86/9. fıkrasına göre aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar tarafından hizmet tespitine ve sigorta kayıtlarının gerçek hak durumu ile uyumlu hale getirilmesine istinaden hizmet tespit davası açılabilir.
HİZMET TESPİT DAVASINDA GÖREVLİ MAHKEME
Hizmet tespit davasında görevli mahkeme: 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunumuzun 86/9. maddesi uyarınca İş Mahkemesidir. Ancak iş mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde Asliye Hukuk Mahkemesi, bu davalara İş Mahkemesi sıfatıyla bakar.
Hizmet tespit davasında yetkili mahkeme ise, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunumuzun “Yetki” başlıklı 6. maddesi uyarınca:
Davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi,
İşin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesi,
Davalının birden fazla olması durumunda bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesidir.HİZMET TESPİT DAVASINDA DAVACI
Davacı, 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 4/a(1) maddesi kapsamında işçi sıfatına haiz kişidir. İşçinin vefat etmiş olması halinde ise, mirasçıları hizmet tespit davasını hak düşürücü süre içerisinde açma hakkına sahiplerdir.
HİZMET TESPİT DAVASINDA DAVALI
Hizmet tespiti davalarında sadece işveren davalı olarak gösterilecek, Sosyal Güvenlik Kurumu’na dava re’sen ihbar edilecektir. Kurum ihbar üzerine fer’i müdahil olarak davaya katılacaktır.
HİZMET TESPİT DAVASI ZAMANAŞIMI SÜRESİ
Hizmet tespiti davası zamanaşımı, istisnaları, 10 yıl, gibi sorulara bu başlık altında cevap veriyoruz. 5510 sayılı Kanun’un 86. maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre, aylık prim ve hizmet belgesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır. Kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere hizmet tespit davalarının açılabilmesine ilişkin olarak hizmetlerin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıllık bir süre öngörülmüştür. Söz konusu beş yıllık süre hak düşürücü bir süredir.
Söz konusu beş yıllık süre, zamanaşımı süresi olmayıp hak düşürücü bir süre olduğundan davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi hakim tarafından da resen dikkate alınır. Sigortalı ölmüşse murisin hak sahiplerinin hizmet tespit davasına dair hak düşürücü süresi murisin ölüm tarihinden itibaren başlar.
HİZMET TESPİT DAVASI ŞARTLARI
Hizmet tespit davası açılabilmesi için gerekli şartlar şunlardır:
- Öncelikle işçinin iş görme borcunu yerine getirmesi gerekmektedir.
- İşçiyle işveren arasında hizmet sözleşmesi olması gerekmektedir.
- İşçinin sigortasız çalıştırıldığının veya sigorta primlerinin eksik ödendiği durumunun SGK tarafından daha öncesinden tespit edilmemiş olması gerekmektedir.
HİZMET TESPİT DAVASINDAN FERAGAT
Hizmet tespit davaları kamu düzenini ilgilendirdiği için, davadan feragat edilmesi hüküm doğurmaz. Çünkü kişi sosyal güvenlik hakkından vazgeçemez.
SGK BİR GÜNLÜK HİZMET TESPİT DAVASI
1 günlük hizmet tespit davası yargıtay kararı gibi sorgular geliyor. Sigorta Başlangıç Süresinin Tespiti için birçok işçi geçmiş dönemlerde çalışmış olduğu işyerleri işe başlama bildirgesi verilmiş olmasına rağmen sigorta primi ödemesi gerçekleştirilmediği için sigortalılık başlangıç tarihi bakımından sorun yaşamakta ve emeklilikleri gecikmektedir. Bu ve benzeri durumlarda açılacak bir hizmet tespit davası ile kişilerin 1 günlük sigorta başlangıçlarının tespit edilmesi sağlanmaktadır. Yetkili İş Mahkemesi tarafından işe başlangıç bildirgesi verilip verilmediği tespit olunacak ve bu durumda sigorta primi ödenmemiş olsa bile işe başlama tarihinde fiili başlangıç tarihinin esas alınabilmesi için değişiklik yapılacaktır.
HİZMET TESPİT DAVASINDA İSPAT
İspat yükümlülüğü HMK’daki genel kurala uygun olarak, sigortalının üstündedir. Ancak Yargıtay içtihatları bu davanın işverene karşı aciz durumda olan işçiyi koruma gayesi güderek, kamu düzenini ilgilendirdiği gerekçesiyle re’sen araştırma yükümlülüğü getirmiştir. Bu sebeple işçinin, davasını mutlaka resmi belge ile ispatlamakla zorunluluğu bulunmamaktadır. Tanık dahil her türlü delille davasını ispatlayabilmektedir ancak yemin hariç tutulmuştur. Yargıtay içtihatlarında tarafların ileri sürdüğü deliller arasında bir hiyerarşi belirleyerek, eşdeğerdeki delille kanıtlama ilkesini benimsemiştir. Bu ilke uyarınca resmi belge veya yazılı bir belge ile ispat edilen bir durum tanık delili ile bertaraf edilemeyecektir.
- Sigortalının iş yeri sicil dosyası,
- Tanık,
- İşveren nezdindeki iş yeri dosyası,
- İşverenin mesleki kuruluş kaydı,
- Dernek ve esnaf sicil kaydı,
- Sanayi ve ticaret odası kayıtları,
- İmzalı ücret bordroları,
- Bilirkişi
- Yemin
İşveren ve Sosyal Güvenlik Kurumu hizmetin geçtiği süreyi ve ücret düzeyini kabul etseler de dava kamu düzeniyle ilgili bulunduğundan hakimin araştırmaya devam ederek gerçek durumu tespit etmesi gerekir.
HİZMET TESPİT DAVASI AÇMA KOŞULLARI
İşçinin, işverene karşı çalıştığı sürenin tespitinin yapılabilmesi 5510 sayılı kanunun 86. maddesinin 8. fıkrasında “Aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan itibaren beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır.” şeklinde düzenlenmektedir. İşveren tarafından kuruma bildirilmeyen veya çalıştıkları SGK tarafından tespit edilemeyen işçiler, iş akdinin sona erdiği yılın bitiminden başlayarak beş yıl içerisinde çalıştıkları sürenin tespiti amacıyla iş mahkemesine başvurabilmektedir. Kanunda düzenlenen bu beş yıllık süre, Yargıtay içtihatlarıyla hak düşürücü süre olarak belirlenmiştir.
- İşyerinin niteliği kanun kapsamında sayılanlardan olmalıdır.
- Hizmet işverenin iş yerinde görülmüş olmalıdır.
- Hizmetin sigortasız olmuş olması ve Kurumca bunun tespit edilmemiş olması gerekir.
- Tespit davasının konusu analık, hastalık gibi kısa vadeli sigortalar değil, uzun vadeli sigortalardan olması gerekir.
- Görülen hizmetin üzerinden 5 yıl geçmeden hizmet tespit davasının açılmış olması gereklidir.
Özetle; işbu davanın iş mahkemelerinde açılabilmesi için SGK m.4/1(a) maddesi kapsamında işçi sıfatı taşıyan kişinin, kurumun talep ettiği belgeleri işveren tarafından SGK’ya verilmemesi ya da sigortalının adına SGK kayıtlarında bulunmaması gerekmektedir. SGK’ya bildirilmeyen işçi nezdinde çalıştığı işveren ile aralarında akdedilen sözleşmenin sona erdiği yılın bitiminden itibaren beş yıl içinde iş mahkemelerine başvurmalıdır.
HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRENİN İSTİSNALARI
Hizmet tespit davalarına ilişkin yukarıda belirtilen hak düşürücü süre mutlak nitelikte değildir. Yargıtay 10. ve 21. Hukuk Dairelerinin süreklilik kazanmış kararlarına göre:
- Müfettiş durum tespit tutanağı ya da tahkikat raporlarıyla çalışma tespit edilmişse,
- Asgari işçilik incelemesi neticesinde işverenden sigortalının primleri Kurumca icra yoluyla tahsil edilmişse,
- İşveren imzalı ücret tediye bordrosunda sigortalıdan sigorta primi kestiğini açıkça gösterdiği halde sigorta primini Kuruma yatırmamışsa,
- Sigortalı durumunda iken memurluğa geçmiş olursa,
- İşe giriş bildirgesi Kuruma süresinde verilmiş; fakat bordrosu ve primi SGK’ya intikal ettirilmemişse,
- İşçilik hakları tazminatlarına (ihbar, kıdem tazminatı, ücret alacağı vs.) ilişkin aynı döneme ait kesin hüküm niteliğini taşıyan yargı kararları varsa, hizmet tespit davaları zamanaşımına uğramaz.
HİZMET TESPİT DAVASINI KİM AÇABİLİR?
Hizmet tespit davasını kişinin bizzat kendisi veya kişi ölmüşse hak sahipleri açabilir. Sigortalının kendisinin açması durumunda hizmet tespitine konu işyerinde hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurabilir. Sigortalı ölmüşse murisin hak sahiplerinin hizmet tespit davasına dair hak düşürücü süresi murisin ölüm tarihinden başlar.
HİZMET TESPİT DAVASI NE KADAR SÜRER?
Hizmet tespit davalarının ne kadar süre boyunca devam edeceği ve hükme bağlanıp kesinleştirilmesinin ne kadar zaman alacağı sorusuna ilişkin olarak net bir cevap vermek mümkün değildir. Çünkü her somut olay kendi özelinde değerlendirilir ve her davada yargılama süreci farklı şekilde yürütülebilir. Ancak ortalama olarak bir belirlemede bulunmamız gerekecek olursa bu davalar ilk derece mahkemesi nezdinde 1-2 sene içerisinde sonuçlanmaktadır. Bununla birlikte kanun yollarına başvuru nedeniyle bu süre 3-5 sene kadar da sürebilmektedir.
HİZMET TESPİT DAVASINDA ZAMANAŞIMI VEYA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRELER
Hizmet tespit davasında zamanaşımı değil, hak düşürücü süre söz konusudur. Yani süre aşımı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da resen dikkate alınmalıdır. Bununla birlikte hizmet tespit davalarında hak düşürücü süre, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunumuzun 86. maddesinin 9. fıkrasında açıkça 5(beş) yıl olarak öngörülmüştür.
HİZMET TESPİT DAVASININ SONUCUNDA NE OLUR?
Hizmet tespit davası sonuçları işçi ve işveren için farklı olacaktır.
Mahkeme işçinin lehine bir karar verirse işçinin fiilen çalışmış olmasına rağmen sigorta girişi yapılmadığı zamanlar ve prime esas kazançlar tescil edilmiş olur. İşveren, işçinin tespit edilen çalışma sürelerini Kuruma bildirir ve eksik prim ödemelerini yapar. Ayrıca tespiti yapılan fiilen çalışılan bu süreler emeklilik hesabında da dikkate alınır. Bu tespit ile beraber işçinin alacağı kıdem tazminatı, ihbar tazminatı miktarları da artacaktır. Bununla beraber işveren aleyhine idari para cezaları gündeme gelebilecektir.
Eğer açılan hizmet tespit davasını işçi kaybederse o halde işveren üzerine herhangi bir yükümlülük yüklenmez. İşverenin yerine getirmesi gereken prosedürlerin tam ve eksiksiz olduğu tespit edilmiş olur.
Sonuç olarak hizmet tespit davası kazan var mı sorusuna evet demek mümkün olacaktır.
EYT İÇİN HİZMET TESPİT DAVASI NASIL AÇILIR?
Hizmet tespit davası EYT İş Mahkemelerinde görülecek bir davadır. Bu davayı davacı sıfatıyla işçi, davalı sıfatıyla işverene karşı açacaktır. SGK bu davada davalı değil, mahkemece ihbar edilmesi akabinde feri müdahil olacaktır.
Hizmet tespit davası ile beraber işçinin prim gün sayısı artabilecektir. EYT için ilk şart işçinin hizmet başlangıç tarihinin 08.09.1999 tarihinden önce olmasıdır. Dolayısıyla işçinin hizmet başlangıcı bu tarihten birkaç gün önce iken işveren Kuruma daha geç bir tarihi bildirilmiş ise, işçi EYT düzenlemesinden faydalanamayacaktır. İşte bu gibi durumlarda hizmet tespit davası büyük önem kazanmaktadır. Çünkü hizmet tespit davası 1 günlük geriye dönük çalışma tespitlerinde dahi açılabilmektedir.
EYT hizmet tespiti için mutlaka bir dava açılması gerekir. Sözgelimi işverenin Kuruma yapacağı bir bildirim ile işçinin işe başlama tarihleri veya prim ödeme gün sayılarında herhangi bir değişiklik yapılması mümkün değildir. İşçi hizmet tespitine ilişkin bir dilekçe ile İş Mahkemelerinde işten ayrıldığı tarihten itibaren 5 yıllık bir sürede işverene karşı bu davayı açacaktır.
HİZMET TESPİT DAVASI NASIL SONUÇLANIR?
Hizmet tespit davası ya işçinin lehine sonuçlanır ve dava kabul edilir ya da işverenin lehine sonuçlanıp dava reddedilir.
Eğer dava kabul edilirse yani hizmet tespit davası işçi lehine sonuçlanırsa işçinin mahkemeden talep etmiş olduğu sürelerdeki sigorta primleri ve bu sürelerde işleyen kanuni faiz de işveren tarafından ödenecektir. Bununla beraber Kurum tarafından işverene ceza da kesilebilir. Kararın kesinleşmesinin akabinde somut olarak işçinin emeklilik maaşının artması, daha erken emekli olması gibi sonuçlar doğacaktır.
Hizmet tespit davasının kabulüyle beraber işverenin öncesinde bildirmemiş olduğu günlerin geriye dönük olarak sigortalı olması sağlanacaktır.
10 YIL SİGORTASIZ ÇALIŞAN NE YAPMALIYIM?
10 yıl sigortasız çalışan kişi geriye dönük sigortasız çalıştığı yılları sigortalı hale getirmelidir. Bunun için de İş Mahkemelerinde hizmet tespit davası açmalıdır. Ancak hizmet tespit davası açılırken hak düşürücü sürelere dikkat etmek gerekir.
TESPİT DAVASI SONRASI NE YAPILIR?
Hizmet tespit davası adı üzerinde bir tespit davasıdır. Bu dava ile beraber yalnızca bir hukuki ilişkinin veya hakkın varlığı ya da yokluğu tespit edilmiş olur. Hizmet tespit davası sonrasında işveren tarafından Kuruma bildirilmediği tespit edilen işçilerin tescil işlemleri Kurumca kendiliğinden yapılır.
Kurum her ne kadar bu davanın davalısı olmasa da Mahkeme davayı Kuruma re’ sen ihbar etmekte Kurum da davaya feri müdahil olarak katılmaktadır. İşte Kurum tarafından yapılan re’sen tescil akabinde Kurum tarafından Mahkemece tespit edilen prim ödeme gün sayıları ya da aylık kazançları dikkate alınır. Tespit davasından sonra eda davası olan alacak davası açılabilecektir.
Henüz yorum yok